30 Temmuz 2011 Cumartesi

İtalya 2009

Eşimle beraber bir yurtdışı turuna çıkmaya karar verdikten sonra "nereye" konusu üzerinde düşündük. Aday yerler arasında önce Avrupa demiştik, ama neresi? Budapeşte'yi ben gördüğüm, Paris'i de eşim gördüğü için bu 2 ihtimali ortadan kaldırınca ikimizin de öncelikle görmek istediği İspanya, İtalya ve Yunan adaları içinden seçim yapmamız gerekti. Tur acentamızın da önerisiyle İtalya'ya gitmeye karar verdik. Bu seçimde İtalya'daki sanat eserleri ve müzeler bizim için seçim nedeni oldu diyebilirim.

Roma-Floransa-Venedik'ten oluşan bir haftalık tur için vize işlemlerimizi tur acentesi halletti. Tur ile gitmeyi seçmemizin nedeni uçak, İtalya içi transfer ve otel rezervasyonunun daha ucuz olması yanında bu işlerin organizasyonu ile bireysel olarak uğraşmama olarak belirtebilirim.

Tur ile gitmenin

Avantajları: Paket halinde verilen hizmetler (uçak, otel, ülke içi transfer) ucuza geliyor ve siz bu organizasyonlar için ekstra efor sarfetmiyorsunuz. Bunun yanında ulaşılan şehirde kısa bir panoramik tur ile rehberler tarafından yapılan bilgilendirme de faydalı oluyor. Biz tercih etmememize rağmen yakın yerlere yapılan ekstra turlar ile daha fazla yer görebilme şansınız da oluyor, ama bu turlar zorunlu değil.

Dezavantajları: Kalınan oteller genelde şehir dışında oluyor, eğer ekstra turlara katılmayıp kendi imkanlarınızla program oluşturuyorsanız şehre ulaşmak için tren/metro gibi toplu taşıma araçlarını kullanmanız gerekiyor. Ayrıca tur programında esneklik olmadığı için çok beğendiğiniz yerde 1 gün daha kalma lüksünüz olamıyor.

Tur sonrası ise önerim genellikle Roma-Floransa-Venedik'ten oluşan turlarda bir şehirde 3 gün, diğerlerinde ise 2 gün geçiriyorsunuz; 3 günlük kısmı tarihi eser ve müzeleri gezebilmek için Roma'ya veren turları seçmekte fayda var. Venedik ve Floransa için 2'şer günün yeterli olduğu düşüncesindeyim.

Tur Hazırlıkları:

Yola çıkmadan önce eşimle beraber tur programını ve kalacağımız şehirlerde görmek istediğimiz yerleri belirledik, daha sonra bu yerlerden olmazsa olmaz olan yerleri belirledik (örneğin Roma'da Vatikan Müzesi, Floransa'da Uffizi ve Akademi Müzeleri gibi...)

Eğer yaz aylarında (Temmuz-Ağustos) tura çıkacaksanız yanınıza rahat kıyafetler almanızı öneririm. Çok yürüyeceğiniz için spor ayakkabıları veya rahat ortopedik sandaletleri tercih edebilirsiniz. Dini yerleri ziyaret etmeyi planlıyorsanız hanımlar omuzları örtecek kısa kollu kıyafetler ve dize kadar inen uzun şort, etek veya pantolon tercih etmeli, yoksa girişte sorun yaşıyorsunuz.

İtalya'da İngilizce bilene çok rastlanmıyor ya da konuşmayı tercih etmiyorlar, ancak birkaç kelime İtalyanca öğrenirseniz sıcak ilişkiler kurabiliyorsunuz, garsonlar hariç:-) Garsonlar genellikle kaba davranıyorlar, kültablası istediğinizde kültablasını masanıza uzaktan fırlatan bir garsona rastlarsanız şaşırmayın...

Yeme içme:

Genellikle şehrin merkezi cadde ve meydanlarındaki restoranlar pahalı, ancak arka sokaklara girerseniz doyurucu ve ucuz turist menüleri sunan yerler bulmanız mümkün. Pizza, lazanya, spagetti ve rizotto yemeden, özellikle Floransa'da şarap içmeden dönmemenizi tavsiye ederim.

Su içmek için para harcamayın, İtalya'da sokaklardaki çeşmelerin suyu içilebiliyor; yanınızda götüreceğiniz pet şişeyi veya termosu boşaldıkça çeşmelerden doldurup içebilirsiniz.

Ulaşım ve trafik:

İtalya'da ulaşım kolay. Şehirler arası ulaşım için trenler ve hızlı trenler yaygın. Şehir içinde ise metro tercih edilebilir.

Trafik genellikle rahat, yayaların trafikte önceliği var. Kaldırımdan yola adımızı attığınızda araçlar size yol veriyor. Bu rahatlığa Türkiye'den gidince alışmak ilk gün zor oldu, ancak dönüşte bu alışkanlığı Türkiye'ye taşımamak gerekiyor:-)

Kısa Bilgiler:

Bazilika: Ülkenin dini liderinin makamı olan büyük kilise.
Katedral: Şehrin dini liderinin makamı olan büyük kilise.
Şapel: Küçük kilise/dua odası
Piazza: Meydan
Termini: Büyük Tren İstasyonu


Yazımızın bundan sonraki yayınlarında İtalya günlüklerimizi bulacaksınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder